İşletmelerde Olumsuz Yönetim Örnekleri

Yönetim Kavramı

İşletmelerde, hayatın her alanında olduğu gibi, en kısa haliyle, mevcut gücün bir amaç doğrultusunda kullanılmasına “yönetim” denir. Buradaki güç organizasyon ve onun sahip olduğu üretim yeteneklerinden kaynaklanır.

Yönetim temel olarak “ölç”, “karar ver” ve “işlem al” döngüsünün kurgusudur. İşletme yönetiminde bu döngü literatürde genişletilmiş haliyle “planlama”, “icraat (organizasyon)”, “insan kaynağı tahsisi”, “kontrol” ve “motivasyon” olarak yer alır. Kötü yönetim temel olarak, bu döngü içinde yer alan sadece “karar ver” ya da sadece “işlem al” süreçlerine odaklanıp, kontrol ya da insan kaynağına ilişkin herhangi bir bilgiye, fikre ya da metodolojiye sahip olunmamasından kaynaklanır.

Girişimcilik ve İnsan Kaynakları Yanlışları

Ülkemizde işletmelerin özel olarak da girişimcilerin yaptığı temel hata, üretim yeteneğinin niteliğine ve gereksinimlerine ilişkin tam olarak bilgiye sahip olunmamasından kaynaklanmaktadır. İşletme fonksiyonlarının doğru işlemesi için gerekliliklerin ve iş görenlerin birbiri ve işle ilişkilerinin analizinin doğru şekilde yapılmamasından kaynaklı yanlışlıklar en sık görülenidir.

Diğer bir yanlış, işle ilgili olmayan kişisel egolara işletme içinde yer verilmesidir. İşletmeler, ancak çalışanlarının ortak iradesi ve ortak aklı ile organizasyon olurlar. Bu organizasyon, onu oluşturan bireylerin kişisel özelliklerini gösterse de ayrı bir kişilik, organizma gibi davranacaktır. İşletmelerde bu oluşum gözetilmeden, bireylerin egolarına daha çok yer verilmektedir. Bu egoların daha çok yöneticilerden kaynaklandığı tahmin edilmektedir. Bu yanlışı düzeltmenin en basit ve temel yolu şirket için demokrasinin tanımlanması ve gözetilmesidir. Bu şekilde bireyler, ortak akla daha çok katılacak ve verimlilik artacaktır. Bireyin işletme yönetimine katılımı anlamına gelen bu yaklaşımla, işletmenin farkındalığı artacak, yönetilmesi daha kolay hale gelecektir. Zaman içinde insan kaynağının eğitimi anlamına da geleceğinden bu yaklaşım, öğrenen organizasyon kurulmasının temel adımıdır.

İş için kaynak planlaması yerine çoğu işletmede insana göre iş uydurulması gibi durumların olduğu da gözlemlenmektedir. Bu yaklaşım genelde belli bir ölçeğin üzerindeki işletmelerde görülmektedir. Bununla birlikte, insanoğlu işin gereklerinden çok, yüreğinin sesini dinlemeye eğilimlidir. Eğer yapılandırılmış bir yönetim yok ise, işletmede herkes işin kendisine en kolay gelen tarafından işe bakmaya ve çalışmaya çalışacaktır. Yapılandırılmamış iş anlayışı bizzat yönetici tarafından uygulanıyor olması ise, organizasyonun alt kademelerine doğru büyüyerek artan bir “başı bozukluk” yaratacak, zaman için personelin iş yapma alışkanlıklarını olumsuz olarak değiştiriyor olacaktır.

Sermayenin Payı Ne Olmalı

Girişimcilerin ya da işletmecilerin bir temel yanlışı da üretimden sermayenin alacağı payın belirlenmesi ile ilgilidir. Çoğu girişimci, işletmesini kendi cüzdanı ya da kasası gibi algılama hatasındadır. Ancak işletmenin ayrı bir kişilik olduğu akılda tutulmalı, bu kişinin ekonomik çevresi ve finansal karakteri iyi belirlenmelidir. Mümkün olduğu zaman sermayenin ya da işletmecinin emeği karşılığı tespit edilmeli, ancak işletme nakitleri, işletmenin niteliğine göre işletme bünyesinde ve mümkün ise işletmenin değerini artıracak yönde kullanılmalıdır. Girişimcilerin elde edecekleri nakitten önce, sahip oldukların hissenin değerini artırıcı yönde planlama ve yönlendirme yapmaları gerekmektedir. Anılan bu yanlışa yönelik develet tarafından da düzenleme yapılarak, girişimcilerin işletme kasasından nakit kullanmaları yasaklanmaya hatta hapis gibi ağır şekilde cezalandırılma yolu ifade edilmiştir. Ülkemizde bu yanlışın yaygınlı karşısında hükümet geri adım atarak bu cezalandırmadan da bir süreliğine vazgeçmiştir.

İşletme değeri, yapılacak yatırım, üretim kapasitesi veya kalitesi artırımı, yeni ürün geliştirmesi yada yeni pazarlara açılmak gibi yönetsel araç ve kararlarla artırılır.

İşler Doğru Giderken Yanlış Gidenler

İşletmeler için kritik kütle önemli bir aşama işaret etmektedir. Kuruluşundan itibaren iyi bir gelişme hızı yakalamış işletmelerde, yapılan işlerin ihtisaslaşması ve ayrışmaya başlaması ile birlikte işletme hacmi ve dolayısı ile genel giderleri (overhead) üssel olarak artmaya başlar. Bu aşamada işletmelerde, iş yapış anlayışı ve yöneticileri dahil köklü değişikliklerin öngörülmesi gerekli olduğu dönemdir. Bu dönemde işletmelerde gerekli tedbirlerin alınmaması halinde, işletmenin geçmişi adete işletmenin paçasından geri çeker gibi aksaklıklar yaratmaya başlayacaktır. Bu aksaklıklar statükocu birimlerden veya personelden kaynaklanabileceği gibi, iş yapma tekniklerinin yenilenmemesinden de kaynaklanabilecektir.

İşletmelerde sık görülen hatalardan biride yenilikçilik konusundaki vizyonsuzluk olarak görülmektedir. Halen ülkemizde uluslar arası pazarda önemli yer edinmiş, yüksek ihracat rakamlarına da ulaşmış firmaların ikinci nesil yönetime sahip olmasına rağmen, ilk nesil yöneticilerin teknisyenleri ile tasarladığı ürünlerin satıldığı, pazarda bu ürünlerden daha yüksek kapasitelilerinin bulunmasına rağmen, yeni tasarım ve üretim çabasına girilmediği gözlemlenmiştir. İşletmenin satış rakamlarına bakarak şimdiyi görmek mümkün olmakta ancak bu rakamlardan gelecekle ilgili sonuç çıkarmak mümkün olmamaktadır.

İşletmelerde Süreklilik

İşletmeler sabit giderleri olan iktisadi yapılar olarak, zamana yayılmış gelir elde edici faaliyetler yürütmek zorundadır. Bu yüzden finans yönetimi disiplini, işletme ve üretim süreçlerine bütünleşik olarak çalıştırılmalıdır. Ülkemiz işletmelerinin çoğunluğunda, girişimci, finans yönetimi ile muhasebe disiplinlerini birbirine karıştırmakta, birlikte yürütmeye çalışmaktadır. İşletmelerin uzun soluklu varlıklarının sebebi olan finans yönetiminin yanlış kurgulanması, yukarıdaki sebeplerle birlikte düşünüldüğünde işletmenin sürdürülebilir faaliyetlerinde zafiyete yol açabilecektir.

 2012, Ekim, Ankara