Mal

Bir süredir içimi kemiren bir kelimeyi, bir büyüğümün Facebook iletisi araştırmamı gerektirdi.

Trafik toplumunda hata yapan bazı sürücüler için kullandığımız “mal”, tuhaf davranış yapanlar için önerdiğimiz “mallık yapmak” ve satın aldığımızda o da bizi alan “mal” üzerine uzun zamandır düşünüyordum. Gece dışarda rüzgar kıyamet koparken, uykudan uyanmam gerekti ve bu minik araştırmayı paylaşma ihtiyacı duydum. Yazının kurgusunu sıkıcı olmamak adına bozup, can alıcı yeri başa aldım. Sıkılmazsanız sonrasını getiresiniz diye.

Mal kelimesine Avrupalı bir etimoloji sözlüğünde baktığımızda;

mal-

word-forming element meaning “bad, badly, ill, poorly, wrong, wrongly,” from French mal (adv.), from Old French mal (adj., adv.) “evil, ill, wrong, wrongly” (9c.), from Latin male (adv.) “badly,” or malus (adj.) “bad, evil” (fem. mala, neuter malum), of unknown origin, perhaps related to Avestan mairiia “treacherous.” Most Modern English words with this prefix are 19c. coinages.

TDK sözlüğünde mal,

1. isim Bir kimsenin, bir tüzel kişinin mülkiyeti altında bulunan, taşınır veya taşınmaz varlıkların bütünü.

“Mal vardı, mülk vardı. At vardı, araba vardı.” – Ö. Seyfettin

2. Büyükbaş hayvan

“Boz atlar yağız değildi artık; mallar erimiş, zayıflamıştı.” – N. Araz

3. ticaret Alınıp satılabilen her türlü ticaret eşyası, emtia

4. Bayağı, aşağılık, kötü kimse

“Onun ne mal olduğunu bilirim.”

5. Esrar

6. Orospu

tanımlamaları ile yer alıyor.

İnsanlar, artık birbirinden ayrı yaşıyorlar. Ayrımlarının temelinde daha büyük ego’lar, daha ihtisaslaşmış işler, kısacası şehir hayatı ile aslından ve doğasından kopmuş insanın, doğanın yerine oluşturduğu sahte bir doğa var. Bu doğa ise insanların birbirine daha az uyumunu, kendine bile tahammül edemez insanın doğadan uzak, yavaş yavaş sentetik şeylerle zehirlenmesini ortaya çıkarıyor.

Birey olma araçları ve özgürlükleri, yaptıkları işi daha iyi yapmaları adına, kendilerinden alınmış insanlar, birbirlerine daha çok üstlük ve üstünlük gösterebilmek ve esas doğlarında var olan, kendilerinin iyiliklerini diğerlerine gösterebilme gayretini, yeni doğlarında ancak sahip oldukları tek beceri ile yani para kazanma ile elde edebilmektedir. Çoktan unutulmuş doğal gayretler, yemek bulma ve üretme, esas doğanın, eski sayfalarında yer almaktadır.

Yeni doğa ise, sahip olunan tek beceri ve tek yetenek ile daha da zehirlenmektedir. İnsanlar daha çok “mal” almalı ve diğerlerine bunu gösterebilmelidir.

Bir ifade doğru ise, tersi de doğru olmalıdır. Ben mal alıyorsan, mal da beni almalıdır. Bu ifadenin doğruluğunu ise, o malı alabilmek için ve sonrasında malın aidiyetini koruyabilmek için harcanan emekte görüyoruz. Arabanız var ise, ona bakmak, onu korumak ve beslemek zorundasınız.

Eski zamandan beri, atalarımız, malın aslında alındığı zaman zenginlik hissi verdiğini ama bir yandan da bu dünyada insanı zehirleyen ve aksi gibi, insanın aldığını sandığı şeyin, kendisini satın aldığını yani mallaştırdığını biliyorlarmış.